29 Mayıs 2012 Salı

Yağmurlu Hava, Yeşil Tunik , Ballı Su

"Baharı görmeden yaz geldi geçti" modundayım bu günlerde. Gerçi ben yağmuru da çok severim ama bu mevsimde,bir de bardaktan boşanırcasına yağınca hayretle pencereden izliyorsun. Benim gibi bu havalardan çarpılanlara ballı,limonlu sıcak su tavsiye ediyorum. Ben bir yandan içiyorum mesela.
Açık ayakkabı giymem pek. Bunu bol şeritli ve rahat bir model diye tercih ettim. Şimdi fotoğraflara bakınca, zebra gibi mi olmuşum ya. Hava rüzgarlı, yağmurlu diye etekleri bıraktım, kot pantolon giyeyim dedim, yine de açık ayakkabıdan vazgeçmemişim. Bu tuniklerin altı bu kadar bolken, üstünü neden böyle dar yaparlar, çok rahatsız edici. Şimdiden üzerine püsküllü yaka gibi bir şey yapabilir miyim diye düşünmeye başladım.
Siz güzel gören insanlarsınızdır, üstüm kırışmış, şal kaymış, acemi anneleri mazur görünüz. Bu arada dün okuluma gittim, yakında çalışmaya başlayacağım için tekrar. Evde bir yıldır sıkıldığım için bu durumdan pek mutluydum ama beni bekleyen işleri görünce strese girdim yahu. Ziyarete gittiğim halde birkaç iş verdi hemen müdür yardımcılarım. Halbuki daha iznim bitmedi. Öğretmenler ne iş yapıyorki diyenlere duyurulur. Bu meslekteki fedakarlığı hesaba katmaz memur gözüyle bakarsanız geriye hiçbir şey kalmaz. 

Bugünlük benden bu kadar. Görüşmek üzere!

Şal; İpekevi
Tunik; Zara
Pantolon; Mavi

25 Mayıs 2012 Cuma

Bahar Renkleri - Karpuz Kol Zerafeti

Tiril tiril etekler vazgeçilmezim.Özellikle bunun kesimini çok seviyorum. Bu hırka da Salı pazarı ganimetim. Saatlerce dolaşıp, yorulmuştuk,başıma güneş geçmişti, tek aldığım şey de buydu, pek kıymetli vesselam. Bütün kabarık omuzlu modellere karpuz kol diyorum ama doğru muki? Şimdi bu ki ayrı mı yazılacaktı? Zor iş bizimkisi.
Karşımızdaki okulda yine bir şenlik, bir kutlama, davul sesleri,  hayat size güzel. Kızım da canlı müzikten faydalanıyor, baktım tempo tutuyor davula, kime çekti bu kız:)
Geçen gün diş hastanesine gittim, bir ilgisizlik. Çok acil bir durum olmadıkça diş taşı da temizlemiyorlarmış.  Daha önce de başıma gelmişti, niye devletin ücretsiz hizmetinden faydalanmayayım diye gitmiştim soğanlık diş hastanesine. Doktoru dişimin ağrıdığına ikna etmek için mahkeme raporu gerekiyordu mübarek. Twitterda da yazdım, hangi devlet kurumuna gitsen bir ilgisizlik, baştan savma ya da azarlama,bir havalar. Ücretsiz hizmet olduğunu alttan alttan hatırlatma. Bazen diyorum devletin tek çalışan personeli biz öğretmenleriz galiba. Çocuklardan para almadığımız halde gayet çalışkanız yani kendimle gurur duydum. Bugüne kadar "Buldunuz ücretsiz hizmeti derdiniz bitmiyor" ya da "Bu işe ben bakmıyorum şuna git", "Yok yok gayet iyi durumdasın,bir şeye ihtiyacın yok ama özel büroma gelirsen..." diyeni görmedim.Mesaiye geç başlayıp erken çıkan da yok, alkış.
Kızımı oyalamaya çalışıyorum bir yandan bunları yazarken, bir dergiyi lime lime etti, her parçasını ağzına atıyor, ben olmaz diye alıyorum. En sonunda ufak bir parçayı yuttu, olacağına bak. Bir yığın da öğütülmüş kağıdımız oldu. Biz oynayalım anne-kız biraz, görüşmek üzere! 

Şal; İpekevi
Hırka; Salı pazarı
Etek; Şanlıurfa


23 Mayıs 2012 Çarşamba

Kırmızı Güller - Kot Gömlek

"Rabbim, Receb ve Şaban ayını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır. "Amin.
Bu gömleğimi tee Ocak ayında indirimden almıştım nasıl olduysa, ancak giymek kısmet oldu.Aslında bu kıyafetle adada bisiklet turu hayal ediyorum,daha güzel olur. Size güllerin içinden sesleniyorum bir de bakın,miss. Bahar ne güzel mevsim...Rabbim ne güzelsin.
Üstümün kırışıklığını görmeyiniz lütfen, Asya arabada kucağımda kısa sürede bu hale getirebiliyor. Yine de her gün evden çıkarken neden ütü yaptığımı bilmiyorum. Bu arada kızım bir akşam sehpaya çarpıp dudağını patlattı, ertesi gün sitede elimden bir türlü tutmadan yürüdüğü için burnunun üstünü komple kanattı. Kırmızı bir suratla dolaşıyor şimdi. At nalı kadar bir nazar boncuğu alıp boynuna mı assam...
2 gece teyzemlerde kaldım. Cuma pazarından aldığım kumaşlarla boğuştuk biraz. Bir yandan ev işleri, çocuklar olunca dikiş işi zor oluyor gerçekten. Bir tunik bir etek, elimizdeki eski dikiş makinasıyla iki güne bitti,bir etek yolda, yakında görürsünüz resimlerini.
Kot gömlekler çok moda bu sezon. Beyaz pantolonlarla da çok yakışıyor. Farklı kombinlerini de koymak istiyorum önümüzdeki günlerde.
Yarın gece Regaib Kandili. O gece yapılan duaların geri çevrilmeyeceği rivayet ediliyor. Hayırlı kandiller!

Kot Gömlek; Zara
Pantolon; Lcw
Şal; İpekevi



21 Mayıs 2012 Pazartesi

Yağmur ve Bebe Yaka Bluz

Bu resimler bol yağmurlu bir İstanbul gününde çekildi. Nisan yağmurları meşhurdur ama Mayıs bitecek sağanak yağışlar, sel götüren yerler, hayrolsun! Siz de "yaz gelsin sıcaklardan şikayet etmeyeceğim Allah'ım" diyenlerden misiniz? Cuma akşamı dışarı çıkma planlarımız sağanak yağış ve bol gök gürültüsü sayesinde suya düşünce size yeni fotoğraflar çektiremedim, ara biraz uzun oldu. Yani dışarı çıkamadığıma değil bloğa fotoğraf çektiremediğime üzüldüm yalnış anlamayın.
Dikiş maceramda en çok beğenilen parça bu kalpli bluzdu. Ben de çok severek giyiyorum ama daha önce fotoğrafını çektirememiştim, bugüne kısmetmiş. Yakasını ve tiril tiril kumaşını özellikle seviyorum. Dikiş merakı çekirdek yemek gibi galiba, başlayınca duramıyorsun. Yeni modeller çok yakında, bu blogda.
Bu şirin şemsiye teyzemin prenseslerinin, teşekkürü bir borç bilirim. Gördüğünüz gibi şakır şakır yağmur yağınca, kapının dibinde çekildik, eşim de fotoğrafçılığı bayağı ilerletti sayemde. Bir meslek sahibi daha yaptım onu, teşekkürler! Televizyona çıkınca bütün kasaba eşrafına teşekkür edenlere benzedim.
Şemsiyenin pembesi de pek açtı, o tonlarla da kombin edilebilir böyle bir bluz görüyorsunuz. Ve aynı renkte etek de güzel olur, belki farklı kombinlerini de koyarım ilerde.
Twitterda bahsetmiştim, cumartesi 3-4 saat viaportta dolandık, eşimin alışverişi gelmişti de. Benim için çok keyifliydi, yalnız olmadığıma sevindim. Yılda bir iki kere de olsa onu böyle mağaza mağaza sabırla ve istekle dolaşırken görmek güzel, haha.

Herkese güzel bir hafta dilerim!

Şal; İpekevi su yeşili
Bluz; Serpil collection:)
Etek; Batik




17 Mayıs 2012 Perşembe

2 Ödül ve Kocaman Teşekkür


Çok yönlü blogger ödülü. Önce sevgili birkumtanesikadarbahtiyarım bloğunun sahibesi, ardından dikiş konusunda pek hamarat arkadaşımız Yasemin beni bu ödüle layık görmüş. Ancak yayınlayabiliyorum. İkisine de huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum:) Seneye Altın Portakal'a adaylığımı koyarım ben bu gazla. Oylarınızı desteğinizi beklerim vesselam.

Sıra geldi paylaşmam gereken kendim hakkındaki 7 gerçeğe...Çok düşündüm, bunlar çıktı.

* Koç burcuyum (Baktım herkes yazmış ben de kopya çektim:)

* İstanbul' u çok seviyorum.

* Küçük kızım büyüyor diye bir yandan hüzünlenip bir yandan Allah nasip ederse onunla gülüşüp, konuşacağımız günlerin hayalini kuruyorum(amiin)

* Hayalperest biriyim(fazla!)

* Kitap okumayı çok severim, günde 300-400 sayfa okurdum eskiden. Şimdi biraz uzaktan sever oldum mecburiyetten.

* Keyif deyince aklıma ilk gelen şey, bir kupa kahve.

* En çok özendiğim meslek "Gezelim görelim" tarzı olanlar. Bu isimde bir gezi programı var mıydı gerçi emin değilim. Hayat bilgisi kitaplarındaki "Okuduğumuzu anladık mı" bölümlerine benzedi.
Farklı şehirler, ülkeler görüp üstüne para almak ne zevkli meslektir..

Görüşmek üzere!











15 Mayıs 2012 Salı

Maxi Etek - Ceket Gezmece

Bu fotoğrafları çekeli bir hafta oldu aslında. Havanın soğumasını fırsat bilip, ne zamandır giyemediğim ceketimi giymiştim. Uzun bir ceket arıyordum, renk ve tasarım olarak farklı seçenek yoktu, bunu almıştım bende. Aslında biraz erkeksi duruyor, maskülen mi diyelim. Ben de bu aralar çok kullandığım kemerlerimden biriyle giymeyi tercih ettim, daha yumuşak bir hava verdi. 
Eşime alışveriş yapmaya optimuma gitmiştik, yanlış okumadınız. Onun için gitsekte ben çaktırmadan bayan reyonlarına şöyle bir göz atıyordum. İstediği gibi bir şeyler de bulamadı. Ben de bu ara outletlerdense diğer avmlerin indirimlerinden alışveriş yapmalı diye düşünüyorum. 
Biliyorsunuz geçen sene mart ayında başlayan ve 40 gün süren İstanbul Alışveriş Festivali bu sene Haziran 9 - 29 arası 20 gün olacakmış. Gerçi zaten indirim dönemi başlıyordu Haziran'da. Sık sık alışveriş yapmam aslında, bebek de olunca öyle çıkıp çıkıp dolanamıyorsun, iyi de oldu. Kendime 2- 3 aylık aralar verdim hep bu sene. Haziran'da da 2,5 ay falan olmuş olacak, bakalım..
Balon kovalayan ben. Asya da buz pistindeki minikleri seyre dalmış. Aşağıda kızımın yürüyen merdivenlerden inişini görüyorsunuz. Ben tek başıma böyle indirip çıkarmaya cesaret edemediğim için 10 dakika asansör beklediğimi bilirim. Maalesef insanlarımız düşünmüyor. Eşim de böyle bir çözüm buldu. 
Dudaklara bakar mısınız? Bu aralar pek seviyor bu hareketi. Otobüste gördüğü abilere yapmasa daha iyi ama. Yemek yedikten sonra biraz başıboş dolandı ortalıkta. Hiç arkasına bile bakmıyor. Herkese bir gülücükler, bir dudak büzmeler,işini biliyor cimcime.

Şal İpekevi,
Ceket Mango, 
Kemer Forewer New,
Eh eteği de teyzem dikmişti biliyorsunuz.

Saat 11.15 olmuş, kalkalı 3 saat oldu ama daha kahvaltı yapamadım. Bana afiyet olsun! 

12 Mayıs 2012 Cumartesi

Kumaş Pazarı ve Anneler Günü

Ne zamandır gitmek istiyordum Kadıköy Cuma pazarına. Kızımla cesaret edemiyordum, kimseye de bırakamıyordum. Dün Bismillah dedim yola çıktım. Merak edenlere söyleyeyim Kadıköy, Uzunçayır durağının hemen yanında pazar, kalabalığı takip edebilirsiniz. Bütün pazarın kumaş dolu olduğunu hayal ederseniz, benim gibi hayal kırıklığına uğrarsınız. Salı pazarı aynen kurulu, fazladan birkaç kumaşçı daha var. Pazara girince dümdüüüz devam edin, kumaşlar arka taraflarda.
Benim yolculuğuma gelirsek, üst geçidin 39 basamağı varmış, bebek arabasıyla çıkıp inince sayıyorsun. Hep söylüyorum, Allah engellilerin yardımcısı olsun! Ben bebek arabasıyla perişan oluyorsam...
Bu kumaş saten, üstüne kırık beyaz ipek bir bluzla giymek için şık bir etek olsa diye hayal ettim. Tam yaz renkleri.Alttaki sarılı kumaşla da pelerin tarzı bir tunik güzel olur bence. Aslında ben eteklik beyaz ve limon sarısı kumaşlar almaya gitmiştim. Beyazı aldım ama sarı istediğim kumaş yoktu, şifon aldım, aşağıda resimleri. Pazarda kızımla neler oldu kısmını okumak istemeyenler 3 paragraf atlayın.
Pazardaki ilk 10 dakika iyiydi. Herşey bir teyzenin "Kızım bebeğin hırkasını çıkarsana, bunalmıştır" demesiyle başladı. Hırkayı çıkarırken beni farkeden kızım başladı ağlamaya. Tepki vermemeye çalışarak yürümeye devam ettim, kızım da bas bas bağırarak ağlamaya devam etti. Etraftaki teyzeler dönüp dönüp bize bakmaya başladı, cık cık sesleri falan. Su veririm içmez, oyuncak taşımıştım yanımda, almaz.. Huyunu biliyorum, bir kere kucağıma alırsam yandım. 
Teyzeler; "Kızım yazık çocuk bunalmış su içirsene", "Kucağına al biraz sakinleşsin de sonra yine koyarsın arabaya", "Sıkılmış tabi çocuk", "cık cık cık", " Ah yazık kıyamam" falan. Sanki ben üzülmüyorum. Dayanamadım aldım tabi kucağıma. Kucağımda bebek, bir elimle de bebek arabasını iterken öylesine göz ucuyla bakıyorsun tabi kumaşlara. Sonra birşey için kızımı yere bıraktım, bırakmaz olaydım. Asla elimi tutmuyor, alıp başını gidiyor bu sefer minicik şey. Teyzeler; "Kızım aman düşer", "Şuna bak şuna", "cık cık cık"...Bir tane kızda ne göz varmış, "şuna bak" der demez, kızım yumuşak da olsa düştü.
 Bu sefer kucağıma aldım, çığlık çığlığa ağlar. Bin tane dil dök bana mısın demez. Nasılsa ağlıyor bari arabasında ağlasın da benim kolum kopmasın dedim. Sonrasını tahmin edemeyenler bir üst paragrafı okuyabilir. 
Herkese tek tek açıklama yapıyorum, "Yürümek istediği için ağlıyor". Bu arada kızıma dil döke döke, hızla pazardan çıkmaya çalışıyorum. En son eve de bir kolumda Asya, diğeriyle bebek arabasını iterek vardık. Ben bilmem kaçıncı kez kızımla yalnız dışarı çıkmamaya yemin ettim.
Günün anlam ve önemi kısmına gelirsek, Annecim seni çoook seviyorum. Beni kimbilir ne zorluklarla büyüttün. Hiçbir zaman bunların karşılığını ödeyemem..Ama her kız çocuğu kendi çocuklarını büyütürken bir yerde borcunu ödüyor diyebilir miyiz? 


Not: Hala anneme hediye alamadım:(


10 Mayıs 2012 Perşembe

Beyaz Elbise - Kapalıçarşı

Geçen gün kızımı da alıp Eminönüne gittik. Her annenin tahmin edebileceği gibi ekşını bol bir maceraydı. Eminönünden Kapalıçarşı'ya gidene kadar arabasında ağladı. Yiyecek, oyuncak, ikna edemedik. Kapalıçarşıya girince aldım kucağıma. Alış o alış, eve dönene kadar nerdeyse hiç inmedi. Halasına gitmeyi de kabul etmedi. 
Kapalıçarşıda herkesin gönlünü fethetti, bayağı bir damat adayım oldu yani. Birisi yakasına nazar boncuğu taktı, başka biri nazar boncuklu bileklik hediye etti. Bize bırakın siz dolaşın diyenler falan. Ben ipekevi şallarına bakarken, o da zaten minik olan mekanı dağıttı. Satıcı da sağolsun çok kibar biri, baktım kızım yere atıyor o kaldırıyor. Bu arada çok fazla renk seçeneği yoktu şallarda, aradığım renkleri bulamadım. Yukarıdaki fotoğraf, bari biraz soluk alalım, ben de kollarımı dinlendireyim diye oturduğumuz Kahve Dünyasının oralarda çekildi.
Nuri Osmaniyedeki çok şık, kocaman bir halı-mücevherat satan bir mağazadayız, Asya sağolsun. Fotoğrafta göründüğü üzere, kızım burada da serseri mayın gibi dolandı durdu.Yolda başı boş gezen kızımı görüp seven amcalarından bir tanesine, altını değiştirebileceğim müsait bir yer var mı diye sordum, sağ olsun mağazalarına yönlendirdi. Fırsattan istifade birkaç fotoğraf çekelim dedim. Halı dokuma tezgahının başına oturmamı teklif etti adam.
Dışarıda kızımı zapt etmeye çalışırken fotoğraf çekmek zor olacaktı, burası çok iyi oldu. Bu arada sağda çerçeveli gördüğünüz minicik halının fiyatı sanırım 50 bin liraydı. Duvarları birbirinden şık halılar süslüyordu. İyi arka plan oldular böyle. 
Bir de Kahve dünyasında otururken İspanyol turistler vardı, kızımla kullandıkları dili bilemiyorum ama çok iyi anlaştılar. Asya sürekli Mama dedi. Kadın da beni gösterip onayladı,"ooh mama" diye. Kızımın da ingilizcesi olduğunu düşündü herhalde. En son  sahilde balık ekmek yiyip motora atladık.
Bir maceramız daha böyle sona erdi. Eve barınca 1 saat kadar uzandıktan sonra kendime geldim.

Beyaz elbisemi birkaç yıl önce Urfa'dan bir pasajdan almıştım. 
Hırka Bakırköy.
Şalım daha önce de çok gördüğünüz İpekevi su yeşili.
Kemer Forewer New.

Not: Anneme ne hediye alsam?:)



8 Mayıs 2012 Salı

Rengarenk !

Pek bir renkli gördüm kendimi.  Pazar günü derbileri izlemek için teyzemlerde toplandık. Tüm takımlardan ortaya karışık bir tablo vardı. Dolayısıyla kimse rahat rahat sevinip kızamadı. Centilmenlik mi kazandı diyelim. 
Bu tuniği görünce kısa kollu olmasına rağmen sevdim. Bol kesim, farklı tarz ve makul fiyat olunca almıştım hemen. Aslında 36 beden ama çok bol olunca rahat oldu. Üstü daha geniş, aşağıya doğru daralan bir model. Yağ yeşili mi deniyordu bu renge, bu sene var her yerde.

Bebeğimle sitede dolaştık biraz. Bir de oyuncağı sürüklemeye çalışırken beyhude elini tutma çabalarımı görüyorsunuz. Bazen giydirirken, kafasını sallayıp kızıyor, daha şimdiden,eh ne istediğini biliyor diyelim. Küçük kızlar çanta,kolye takıp takıştırmayı ne kadar çok seviyor. Kızımın da minicik boyuyla Hilal ablasının boyundan askılı çantasıyla dolaşması çok şirindi:)
Teyzemlerle hıdırellez konusu açılınca baktım hemen ufak bir ateş yakıvermişler. Biz de eksik kalmadık, atladık ateşin üstünden. Ama çok alçak uçuş yapmışım, pantolonumu ateş bir yaladı bence. Bu arada resimde seyirciler görünmüyor. Çocukken de mahallede yakılan tekerin üstünden atlardık. Bir de patates közlemelerimiz ve misket oyunlarımız meşhurdu. Bak şimdi çocukluğum aklıma geldi.

Üstümde gördüğünüz çoğu şey Herry, bu kez öyle denk gelmiş.

Rablerinin rızasını kazanmak arzusuyla sabrederler ve namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açıkça Allah yolunda harcarlar. Çirkinlikleri güzelliklerle yok ederler. İşte bunlar, bu hayatın akibeti kendilerinin olacak olanlardır. (Ra'd - 22)




6 Mayıs 2012 Pazar

İstanbul'da Bahar Başkadır:)

Bakalım daha nasıl başlıklar çıkacak benden. Bahar, İstanbul'un en güzel zamanları..Kızımın adını bahar koysa mıydım diye düşünmüştüm, insanın söylerken bile içi aydınlanıyor. Her yer rengarenk, Rabbim ne güzel yaratmış. Çok romantik bir giriş oldu bu. 
Bu arada dün Hıdırellez kutlamaları vardı. Dolunay da normalden 14 kat daha büyük görünüyormuş, gerçekten görüntü nefisti. Hıdırellez de gül fidanı,açık bırakılan dolap,cüzdan meselelerini de ilk defa duyduğum için kendime şaşırdım. Tek duymayan ben miyim? Yaz sıcaklarının başlangıcıymış bu arada 6 Mayıs. Bitti mi yani bahar, bu mudur?
Açık havada dolaşmayı, yürümeyi seviyorum. Kızım da çok seviyor, pencereden ayrılmıyor evdeyken, balkonda zapt edemiyoruz, dışarı bakmaya çalışıyor, kime çektiki:) Neyse bana benzeyen birşeyleri var en azından. Allahtan havalar ısındı,neydi o bebek de küçük diye alışveriş merkezlerine hapsoluyorduk kışın. 
Cumartesi gününe kahvaltının ardından sahilde yürüyüş yaparak başladık. Sonra yemekte amca oğullarıyla buluştuk. Hesapta ödetmezlermiş, teşekkür ederiz tekrar:)
Düşündün de evlenmeden önce çeşit çeşit kot eteklerle gezerdim hep, insanın tarzı değişiyor gerçekten.
Tuniğim (gömlek de diyebiliriz) kendini pek belli etmemiş güneşte. Aslında kemerle aynı renkte düğmeleri var. İncecik rahat da bir kumaşı var. Tabi sıfır kollu olduğu için hırkayla giymeyi tercih ettim. Neden şu güzelim tuniklerin uzun kollu versiyonlarını da üretmezler. Badiyle giymekten fazla hoşlanmadığım için çoğu zaman almıyorum. Bazen de mecburen öyle giyiyorum. Uzun hırka desen onun da fazla alternatifi yok. Hala tesettür giyimin alacağı çook yol var.
Kot eteğim en az 5-6 yıllık markası bilinmiyor,
Tunik Herry,
Hırka Bershka,
Kemer Forewer New,
Şalı zaten ezberlediniz Armanda

Mutlu pazarlar!

4 Mayıs 2012 Cuma

Pelerin, Çikolata, Film

Yaz gelince bizim de dış kıyafeti arayışlarımız başlıyor. Tunikler, kaplar(hala ısınamadım bunu söylemeye),trençkotlar..vs. Ama hep aynı şeylerden sıkıldık artık. Ben baharda giyilen pelerinlerin yazlık efil efil versiyonları yapılsa nasıl olur diye düşünüyorum.
Bu yarasa kollu tuniği(pelerin diyebilir miyiz?) Ümraniyeden almıştım. Burada resimlerini gördünüz. Meyye's in isteği üzerine açık halini yayınlıyorum. Sevdiğim bloggerımı mı kırıcam. İnşaallah anlaşılır olmuştur. Elimde bir kumaş var,bunun aynısından yapmayı düşünüyoruz, teyzem dikecek tabi, bakalım nasıl olacak.Sizin dış kıyafeti önerileriniz var mı?


Bugünlerde zevkle izlediğim filmlerden size de bahsetmek istiyorum. Tabi benim bir filmi izlemem bütün günümü alıyor,durdur yemek hazırla, durdur Asya ile ilgilen, siz tek seferde izlemeyi deneyin.
3 avanak, hint yapımı. İzlerken hem kahkahalarla güldüğüm hem de kendimi ağlamamak için tuttuğum oldu, yani çok güzel bir film. Hindistan'ın en iyi mühendislik fakültesinde geçen film, eğitim sistemini eleştirirken; sıcak, samimi bir dostluğu da işliyor.  Eğitimciler ve öğrenciler özellikle izlemeli. Söylemeden geçemeyeceğim, filmde kopup kahkaha attığım zaman baktım kızım korkup ağlamaya başladı:)


Eskiden izlediğimiz hint filmlerini hatırlıyor musunuz, filmin ortasında aniden başlayan müzik ve dans eden insanlar. Biz eski Türk filmleriyle dalga geçiyoruz ama onlar kendileriyle barışık anlaşılan. Birkaç hint filmi daha izledim, dramın ortasında dans etmeye başlayan insanlara alışamadım bir türlü.
Hint filmlerinden devam edersek yukarıdaki afiş,Yerdeki Yıldızlar filmine ait. Sadece öğretmenler değil, tüm anne babalar izlemeli bence. Allahın bize emaneti olan çocuklarımızın her birinin kendi potansiyeli olan birer yıldız olduğunu ve ilgimize muhtaç olduklarını hatırlatıyor bize. Film bittikten sonra kızıma daha farklı bir gözle baktım, çok güzeldi.
Her iki filmin ortak kahramanı, Aamir Khan yukarıdaki arkadaş, Hindistanda çok sevilen, pek meşhur bir oyuncuymuş.
Eh daha ne demeli, iyi seyirler.
Her gün bir paket yiyorum bunlardan, durumum ne kadar vahim? Diasa'ya gelmiş, çook lezzetliler. Beyaz çikolataya takıldım ben. Sizde nasıl bilmiyorum ama bizim evde günde ortalama iki kez çay demlenir. Çayı yalnız içemeyen, abur cuburların yanında götüren, aslında çay sevmeyen biri olarak, işte sürekli bir şeyler yiyoruz. Allahım sonumuzu hayr eyle.


Hayırlı,bereketli cumalar herkese!


"Onlar ki gaybe iman edip, namazı doğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan, Allah yolunda minnet etmeden harcarlar. "(Bakara-3)

1 Mayıs 2012 Salı

Uzun Etek Şıklığı

Bu kombini çok sevdim! Ayrıca söylemeden geçemeyeceğim, bu başlık yazma işi beni öldürüyor. 
Bu eteğim daha önce burada resimlerini paylaştığım ve de en sevdiğim parçalardan. Bir türlü giymek kısmet olmadı, güzel bir şal  bekliyordu bir köşede. Baktım benim Asya ile çıkıp alabileceğim yok, evde uygun renk bulunca giyeyim dedim.
Etek hareketli olduğu için düz bir şeylerle kombinlemek gerekiyor. Siyah-beyaz zor bir renk, ya aynı renklerle tamamlayacaksın, şık olur ama biraz resmi olur ya da bence tek bir renkle canlandıracaksın. İkinci rengi kaldırmıyor diye düşünüyorum.
Ben de bu ceketimle çok yakıştırdım. Aynı renk şalım yok sanıyordum, bunu tee diplerden buldum,eskilerden kalma pek kullanışlı bir kumaş değil ama tam rengi.

Etek hem şifon hem beyaz olduğu için astarlık kumaşını içini göstermesin diye bayağı kalın aldım, o yüzden kabarık duruyor. Ceketsiz giysem kilolu gösterirdi. Bir de astarlık incecik kumaşlar gösteriyorlardı bana sorduğumda, "İçini gösterir" diyorum,yüzüme bakıyor, öyle giyenler var mı acaba?
Ceket Bershka , Etek özel dikim (EA Collection:)

Güzel bir gün olsun!

Hz.Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu:
''Müslüman , Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir."