18 Ocak 2012 Çarşamba

Fransa'ya Yolculuk Vakti

Sıra geldi trenle Aachen'dan Paris'e geçmeye!:) Yengemle, kucağımızda Asya,bebek arabası ve 3-5 valiz! kendimizi trene zor attık. Elinde ufak bir valiz,çeke çeke seyahat edenlere hep özenmişimdir:)
Trende karşımızda oturan Alman aile de çok ilginçti. Karı koca ve iki oğulları. Yol boyu kadın küçük oğluyla kitap okudu,adamsa diğer oğluyla bir zeka oyunu oynadı. Bağırış,çağırış yok. Sonra çıkarıp dilimlenmiş elmalarını yiyerek Paris haritasını incelediler, bu Almanlara bazen hayran oluyorum.

Yolculuğumuz sakin geçti. Tren varmadan 5 dk.önce kalkıp valizleri kapının önüne dizdim,Türk usulü!:) Yoksa bir bebek ve o eşyalarla inmemiz imkansızdı.
Ve Paris! İner inmez o keşmekeşi ve trafiğiyle büyük şehirde olduğunu anlıyorsun.Sağolsun Dilaycım önceden hangi perona ineceğimizi öğrenmiş,trenden indiğimde karşımızdaydı,ilk inen yolcu da bendim bizim kapıda:)

Eve varır varmaz birşeyler atıştırıp Sen nehrinin kıyısına attık kendimizi ve akşama Eyfel Kulesi!


Uzun kuyruklar olurmuş hep kuleye çıkışta, havada soğuk ya da yağmurlu. Şansımız yaver gitti, güzel bir havada 5-10 dk.lık beklemeyle çıktık yukarı. Biletler 8 euro.


Eyfel kulesinin gece görüntüsü çok görkemliydi. Işıl,ışıl... Gündüz bu kadar görkemli değildi tabi. Telefonla çekmiştim fotoğrafları,iyi çıkmamış karanlıkta, affola:)

Hiç yorum yok: